Başlıktan da anlaşılacağı üzere
yine bir hafta sonunu Arya için alışveriş yaparak geçirdik. Cumartesi tüm gün
enerjimi bebek mağazalarında harcadığım için pazar günü kıpırdayamadım. Bu
arada en çok yorulan Fuat oluyor tabii ki. Hem dışarıda bebek için benimle
birlikte koşturuyor hem evde benim artık yapamadığım süpürge-ağır eşya
kaldırımı vs işlerine yardım ediyor. Böylelikle pazartesilere en yorgun
halimizle başlıyoruz.
Arya için yaptığım upuzuuuunn
listenin yarısını “Alındı” yazarak işaretledik. Diğer yarısı için de her gün
internetten takibe, boş zamanlarda mağaza dolaşmaya devam ediyoruz. Yarından
itibaren giysilere de bakmaya başlayacağım. En önemli ve kafamızı kurcalayan
(hangi markanın ne özelliği var, hangisi konforlu, hangisi güvenli, hangisi uygun
fiyat, hangisi rahat açılır kapanır özelliklerinden hiçbirini bilmiyorduk)
bebek arabası ve ana kucağı sorununu çözdük.
İlk olarak gittiğimiz ebebek
mağazasındaki satış temsilcisi, bize daha önce duymadığımız bir markayı anlattı.
Anlatırken aklımızdaki soruların hepsine cevap bulduk. Satış temsilcisi resmen
bizi aydınlattı, ha onun anlattığı ürünü aldık mı hayır ama onun sayesinde bir
tık daha güvenilir marka olan ve özellikleri bakımından bir tık daha üstte olan ve bu işe "bulaşmadan" önce de duyduğumuz marka Biritax-Römer B-Agile 4’ü tercih ettik. Başka mağazadan… Bu işler bazen böyle,
biri size kaç dakika ürünü anlatır, siz gider başka bir mağazadan başka bir
marka alırsınız… Normalde sırf o kadar saat bize anlattı, yardımcı oldu diye o satış temsilcisinin anlattığı ürünü alırdım, ama konu bebek olunca iş değişiyor. Yine de ebebek’ten de sıklıkla alışveriş yaptığım için içim
rahat.
Britax-Römer’in bizi kendine
çeken taraflarına gelince birincisi güvenliği; “Alman” markası oluşu
zihnimizdeki “sağlamdır” ibaresini anında canlandırdı. Geçtiği güvenlik
testleri, aldığı kalite belgeleri de cabası. İkincisi bebek için konforlu oluşu
ki ana kucağının bel destekli bölümü Arya’nın rahat etmesi için tasarlanmış.
Üçüncüsü tekerlek sistemi, ön ve arka tekerleklerinde süspansiyon var ve
tekerleklerin içinde bilye sistemi mevcut. Tek hareketle fren sisteminin
devreye girmesi de hoşumuza gitti. Ve tabii ki Fuat’ı en çok cezbeden şey, az
yer kaplaması. Araba olarak da ana kucağı olarak da hafif ve ikisi de ayrı ayrı
gövdeye takılıyor. Araba halindeyken tüm parçaları sökmeye gerek kalmadan tek
hareketle kapanmasını da en çok ben sevdim. Tek başıma olduğum zamanda
kolaylıkla arabayı açıp kapatabilirim. Arka tekerleklerin yanı sıra ön
tekerleklerin de sökülüyor olması, yine “nereye sığdıracağız” endişemizi yok
etti. Hem arabada hem de ev içinde bebek arabasına kolaylıkla yer
bulabileceğiz.
Renk tercihimizi siyahtan yana
kullandık. Diğer seçeneği kırmızıydı onu da sevmem zaten. Hem siyah, birine
vermek istesek, ya da ikinci çocuk düşünsek kız-erkek ayrımı olmadan
kullanılabilir. Arabanın arka tarafında yer alan “çanta” kısmı da işime
yarayacağı için hoşuma gitti hem bu bölmeyi çıkardığınızda bebeği
görebiliyorsunuz. Araba kısmını çift yönlü olarak kullanamıyorsunuz, bu
dezavantaj gibi görünse de bebek zaten ana kucağını bıraktığı aylarda sizi
değil dışarıyı görmek isteyecektir, varsın yüzü dışarı dönük olsun, siz onu
file pencereden görebilirsiniz. Ürünün fiyatı da ne çok ucuz ne de çok pahalı. Normal bir araba fiyatına alınan bebek arabalarına ihtiyaç duydurmayacak kadar da kullanışlı.
Aldığımız eşyaların hemen hemen
hepsi bugüne kadar duyduğum, gördüğüm ve yüksek tecrübeler eşliğinde
kullanımları onaylanmış ürünler. Hepsini tek tek anlatmaya zaman da sayfalar da
yetmez ama ara ara size buradan önerilerimi sunmaya devam edeceğim. Bu haftaya
özel kendi ruh ve fiziksel halimi de bir ara anlatırım olmaz mı? J