17 Kasım 2015 Salı

Hamilelikte 16. Hafta- Cinsiyeti Öğrenme

Pembe rengi pek sevmem… Süslü püslü oyuncakları, öyle cicili bicili konuşmaları da… Aslında çocuklarla pek anlaşamam, onlarla oyun oynayamam mesela. Uzun uzadıya sohbet edemem, sevgim uzaktandır, içtendir, derindir ama pek belli edemem. Bunun için pek sevmezler sanırım beni… 32 yıldır içimdeki “Erkek Fatma” hallerimden olsa gerek bir kız çocuğu dünyaya getirebileceğime inanmadım hiç. Türkiye’de kadın olmanın zorluğunu bildiğimden, iş hayatımda yaşadığım sıkıntılardan, annemle olan ‘sürtüşmelerimden’ olsa gerek içten içe hep bir erkek çocuk doğurmak istedim.

Evrene “erkek bebek” mesajları gönderdim. Fallarda “Oğlun olacak” çıkıyordu. Hamile kaldığım andan itibaren 500 kişiden yalnızca 10 kişi “Kızın olacak” diyordu. Aileler erkek toruna adapte olmuştu. Eşim Fuat’a benzeyen bir oğlum olsun istiyordum. Adı hazırdı, oyuncakları hazırdı, odasının eşyaları, rengi, kıyafetleri hafızadaydı, mesleğini bile konuşuyorduk. Hayallerim, planlarım hep erkek evlat üzerineydi. 16. haftanın sonunda annem, kayınvalidem, eşim ve ben büyük bir heyecanla doktora gittik.

Dörtlü tarama testi zamanıydı. Bebeğimi göreceğim için heyecanlıydım ama “Bir erkek” sözünü duymak için daha da heyecanlıydım. Sağlığı iyiydi. Doktorum hepimizi ultrason odasına çağırdı. Hepimiz ekrana kilitlenmiştik. Önce kısa süreli sessizlik, doktorum durumunu anlatıyordu. Ağırlığı, uzunluğu, kalbi, midesi, omurgası, eli ayağı, her şeyi çok şükür yerindeydi. Cinsiyeti? “Ne bekliyorsunuz?” diye sorunca doktor, dördümüz hep bir ağızdan “Erkeekkkk” diye bağırdık. Yine sessizlik. “Niye kız değil yahu?” deyince doktor, anladım, o bir kızdı. “Kadın olmak zor hocam” dedim. Ne çare? O bir kızdı!

Kontroller tamamlandı. Anneler “Aman sağlıklı olsun da her şeye razıyız” modundaydı. Fuat biraz şaşkın bense şoktaydım. Kızgınlık kapladı içimi, belki de bu kadar ‘diretmemeliydim’. Sonuçta 'Tanrı’nın işine karışılmazdı'. O'nu sevip sevemeyeceğim endişesi bile kapladı içimi. Daha çok korktum. Hazırlıksızdım. Hiçbir hayalimin kenarında yoktu kız çocuk. Üç gün kendime gelemedim. Soranlara biraz küskün, biraz kırgın, biraz şaşkın ifadeyle söylüyordum cinsiyetini. Şimdi yeni hayaller kurma zamanıydı; kız-anne ilişkilerini okumaya başlamanın, pembenin en azından uçuk tonlarını sevmenin, sık kullanılmayan, anlamı güzel bir isim bulmanın, cicili bicili konuşmalara hazır olmanın zamanıydı. Aşacaktım, hem de hiç beklemediğim kadar hızla aşacaktım… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder