28 Ekim 2015 Çarşamba

Hamilelik Yolculuğu: 2. Ay

Her şey “süper” başladı. 5. haftadaydık ve ilk muayene için doktorumdan randevu aldık. Bir cumartesi günü… Muayene sonrasında da arkadaşlarımızla buluşacağız… Ailelerin henüz haberi yok zira iki aile de birlikte tatilde… Dönüşlerinde sürpriz yapacağım… Her birinin adına “anane, babanne, dede, hala, dayı, kuzen, yenge” yazılı, bebek figürlü tişört bastıracağım, onlar akşam yemeğe geldiklerinde hediye paketlerini vereceğim. Plan bu!

İlk muayene ve kese göründü… Çoğu kadın bebeğin ilk kalp sesini duyunca ağlarmış. Ben keseyi gördüğümde süzüldü gözümden yaşlar… Doktorum hemen “Kadın dur daha kalbini duyalım, 10 gün sonra yine gel” deyince toparladım. Mutlu mesut ayrıldık eşimle doktordan… Hava sıcak… Temmuz sonundayız -ki ben yaz delisi, yağmurdan nefret eden bir tipim- sıcaktan fena halde bunalmaya başladım. O gün ve ertesi gün güzel geçti… “Ooo böyle geçerse hamilelik süpermiş” lafımı iki gün sonra yutacaktım…

6. haftanın ilk günü, pazartesi… Evde temizlik var. Yardımcı kadın anlatıyor kendi hamileliğini… Zaten 9 ay boyunca ya siz soruyorsunuz başkalarına “Seninki nasıldı” diye ya da onlar kendi kendilerine anlatmaya başlıyor. “Ben daha fenaydım”lar mı ararsın, “Ben hiç hissetmedim”ler mi hangisini duyarsan duy, hiçbiri “seninkini” tutmuyor. Zira hamilelik de çok ama çok kişiye özel bir şey. Bünyeler farklı, genel geçerlilikle olacak şey değil pek… 6. haftanın ilk gününde başlayan mide bulantıları beni fena halde yıpratacaktı. Bu bir başlangıçtı ve "o kadarını" hiç tahmin etmiyordum…


Mide bulantısı nasıl hissettirir, ne yaparsan geçer, ne yersen iyi gelir, koku hassasiyetiyle başa çıkma yöntemleri vs vs… Engiiiiinnn tecrübelerimi paylaşacağım… :) Ama öncelikle şunu bilmesiniz ki hamilelik planlıyorsanız gerçekten her şeyi göze almalısınız… Belki de hiçbir sorun yaşamadan atlatırsınız ki herkes için duam odur, ama tersini düşünüp önlem almakta fayda var. Mesela 1.5 ay işe gidememek, yemek yiyememek, kilo vermek, aynaya bakamamak, saçını tarayamamak, konuşamamak ve hastaneden çıkamamak gibi! Ve sonsuza kadar süreceğini sanacağın bunalımın ortasına düşmek! Geçiyor mu? Ailelere haber verme planı tuttu mu? Bilmem? :)

19 Ekim 2015 Pazartesi

Hamilelik Yolculuğu- Öğrenme, Haber Verme

“Sayın yolcularımız lütfen yaşlılara, engellilere, hamile ve çocuklu bayanlara yer veriniz” yıllarca metro içinde duyduğum bu anons artık beni de kapsıyor! Uzun bir süre “toplum” tarafından gözle görünür bir değişikliğe uğramasa da vücudum, yine de Ankara’nın yorucu metro yolculuklarında utanıp sıkılmadan yer isteyebilecektim. Hem de bacağını ayırmış oturan “kalas”lardan bile! Ve tabii ki "Anne Olunca Anlarsın" sözünün hayata geçtiği anlar... Biz anne olmadan da anlayanlardandık ama neyse... 

Tam tamına 16. hafta öncesi…

2015 Nisan ayında başladığım ‘sağlıklı beslenme alışkanlığı programı ve diyet’ ile Ağustos ayına kadar 11 kilo verdim. Ağustos ayında da 58 kilodayken ‘mucize’yi öğrendim. Artık tüm vitamin ve mineraller bakımından sağlıklı bir vücudum, günde 3 litre su içme alışkanlığım, tüm zararlı yiyecekleri (sucuk-salam-kızartma-hamurişi-cips vs) bırakmışlığım vardı. Yıllardır hayalini kurup kurup vazgeçip, işten güçten fırsatını bulup hayata geçiremediğim ‘bebek projesi’nin vakti gelmişti ve olmuştu. Eşim İzmir seyahatindeyken öğrendim bedenimde artık iki kişi olduğumu… O’na hayatının sürprizini yapma zamanıydı artık…

Yıllardır pek sevdiğim Willow Tree biblosu ve doktordan aldığı ‘hamilelik raporu’ eşliğinde haber vermek istedim eşime… Telefonda söylemek istemeyip 3 gün dişimi sıktım. Böyle bir şeyin gerçekliğine inanmak ilk başta zor geliyor. Yüzünüzde yolda yürürken bile anlamsız bir gülümseme peyda oluyor. Hiç tanımadığınız insanları kolundan tutup “Ben hamileyim” diyesiniz geliyor. Uzun süre bunun özlemini çekenler çok daha iyi anlarlar belki bu durumu… Böyle bir durumdayken 3 gün gerçekten zor geçti. Ve cuma akşamı eşim geldiğinde hayatımın haberini vermek üzere kapıyı açtım.


Vee... Beklenen an… Yatağın üzerinde mavi bir zarf ve baba-bebek biblosunun kutusu… Eşimin aklında böyle bir şey olmadığı için çok sakin bir şekilde -kutuyu parfüm zannetmiş- zarfı eline aldı. Raporu okuduğu an, gözlerimin önünden gitmeyecek. Şaşkınlık, heyecan, mutluluk, ne ararsanız var… Ve sözlü olarak tekrarlanan o en güzel haber… Uzun süre inanamamakla birlikte tarifi imkansız bir sevinç… Ve tabi ki artık 3 kişi olarak devam edeceğimiz yeni bir hayat… Bu bir başlangıç… Yolculuk mu? Gerçekten meşakkatli… Anlatacağım söz ;)