“Ye ekşiyi doğur Ayşe’yi, ye tatlıyı doğur Hakkı’yı”, “Çok
kusuyorsan kız çocuk”, “Bulantıların sebebi, bebeğin saçlı olması”, “Hamileyken
saç kesilmez, bebeğin aklı kısa olur”, “Hamileyken hayvanlara bakma, bebek ona
benzer”, “Hamileyken sakız çiğneme bebek b.klu olur” daha neleeerr neler…
Hiçbirine kulak asmayın. Doktorunuza danışın, saçınızı mı boyatmak istiyorsunuz; boyatın da kestirin de…
Ben mi? Yaptım, evet, zar zor doktordan izin alarak hem kestirdim saçımı hem de
boyattım.
18. haftanın sonuna doğru 4 boyutlu ultrason zamanıydı.
Doktora gitmeden biraz daha kendimi iyi hissetmek, belki de bebeğime güzel
görünmek istedim! Hamile kalmadan önce yıllardır karar verip cesaret edemediğim
boya işine bulaşmıştım. Simsiyah saçlarımı “Rengini biraz yumuşatalım. Siyah sizi
çok ciddi gösteriyor” diyen kuaförleri her seferinde geri çevirirken, bir anda
verdiğim kararla, tam tamına hamile kalmadan 5 ay önce değiştirmeye
niyetlendim. Değiştirdim de. Önce rengini açtırdım, kızıl kahve oldu. İkinci
dip boyasından sonra da uçlarına ombre uygulaması. Ne güzel oldu! Değişim
iyiydi. Hayattan rengi alın geri neyi kalırdı ki!
Gelin görün ki hamile kaldığımı öğrenince “Bu saçlar ne
olacak? Dip boyası zamanı da geliyor, ne yapacağım?” endişesine kapıldım. Sonra
zaten ilk 4 ay serum-ilaç-hastane derken kendimi unuttum, saç baş yalan oldu.
5. ayın başında da “E yeter artık kendime geleyim. Psikolojimi de düzelteyim”
moduna geçtim. Doktora ilk zamanlarda sorduğum soru klasik “Saçımı boyatabilecek
miyim”di. O da her muayenede tekrarladığı şeyi söyledi: “Bir şeyi yapmak
isterken hayatına artık şu şekilde bakmalısın. Gerekli mi, elzem mi, lüks mü?
Senin saç boyan lükse giriyor.” Evet, ilk zamanlar için bu istek gerçekten
lükstü. Sırası değildi.
Ancak kendime geldiğim dönemde doktora “İzin var mı?” diye
tekrar sorduğumda “Saç boyaları bilinenin aksine ciltten emilerek zarar vermez,
solunum yoluyla zararı olabilir. Açık havada maske takarak yaptırabiliyorsan
yaptır” dedi. Soluğu kuaförde aldım. Kendi saç rengime döndüm ve boyunu omuz
hizasında kestirdim. Sonuç mu? Kesinlikle beni mutlu etti. 4 boyutlu ultrason
kontrolüne gittiğimde doktorum beni tanıyamadı. Artık normale dönmüş, kendime
gelmiştim. Bebeğim de iyiydi. 21 santime ulaşmış, 239 gram ağırlığındaydı.
Artık multivitamin kullanmaya başlayabilirdim. “Hamileliğin balayı”nı yaşamaya
başlamıştım ve bu durumun uzun sürmesini diliyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder