1 Eylül Dünya Barış Günü, unutmam… Ben ve bebeğim bir türlü
barışamadık ve o gün hastaneye yattım… Su ile ‘merhaba’lığım tamamen kesilmiş,
tek lokma boğazımdan geçemez haldeydi. Ailem yazlığa geri dönüş için gözümün
içine bakıyordu. 4 litre serumu aldıktan sonra gözümü açabildim ve onlara “Siz
gidin, toparlarım. Olmadı yazlığı tümüyle kapatır geri gelirsiniz” dedim. İki günlük
hastane maceramın ardından abimlere taşındım.
9. haftaya girdiğimde sadece yemek yeme denemeleri
yapıyordum. Diyet boyunca elimi sürmediğim patates kızartması tek dostumdu. Tüm
doktorlar, literatürler “Yağlı yiyecekler bulantıyı artırır” dese de ekmek
arası patates kızartması midemi bastıran tek şeydi. Su yerine vişne suyu, ve
madensuyu ile geçinmeye çalışıyordum. Tüm bu zaman diliminde hamile olduğumun
pek farkında değildim çünkü hastalık modundan çıkamıyordum. Bebek ise çok şükür
iyiydi ve büyümeye devam ediyordu.
9. haftanın sonunda tekrar hastane yolu göründü. Bu kez daha
fazla serum şişesi ve mide bulantısını kesen ilaçla karşı karşıyaydım.
Hastaneye tekrar yattığımı duyan ailem 3-4 gün içinde Ankara’ya geri döndü. Bu
arada işe gidemiyordum. Sürekli rapor alıyordum. Yeme içmeyi geçtim
konuşamıyordum bile. Saçımı taramayalı iki hafta olmuştu. “Ben bakımlı bir
hamile olacağım. Kendimi salmayacağım, çok kilo almayacağım” diye düşünürken
sürekli kusan, lama gibi durmadan tüküren, ağzı gözü uçuk içinde, halsiz, kilo
veren birine dönüşmüştüm. Ve bu durum beni hızla bunalıma sürüklüyordu.
Hastane-özel sağlık sigortası vs gibi deneyimlerimi ayrı bir
yazıda anlatırım ama hamilelikte özel ya da devlet hastanesinde uygulayacakları
tedavi yönteminin aynı olduğunu bilin. Hangisine giderseniz gidin size
verebilecek ilaç, serum aynı. Hemşirelerin tutum davranışları ise gerçekten
fark edebiliyor. Devlet hastanesinde şanslıysanız kendi anneniz kadar şefkatli
hemşirelere denk geliyorsunuz değilseniz -ki biriyle karşılaştım ve okkalı bir
bela okudum o kadına- içinde bulunduğunuz durumunuza daha da üzülüyorsunuz. Özel
hastanede o bir kişiye denk gelme ihtimaliniz bile yok. İkisini de
deneyimledim.
Velhasıl 9. ve 10. haftayı hastanede yatarak, serumdan
damarlarım şişerek geçirdim. Doktorun artık “Bundan fazlasını yapamam, evde
dinlen” demesiyle çıkışı yaptım ve anneme taşındım. Kendi evime giremiyordum.
İçinden çıkmak istemediğim eve düşman olmuştum. Çünkü sürekli klozetle
muhataptım ve onunla gece gündüz selamlaşıyordum. Önerilen ilaçları aldım ve
annemlere geldim. Mide bulantısının dışında azıcık bir şey yesem deli gibi bir
yanma hissettiğimden doktor Gaviscon şurubu
tavsiye etti. (Gebelik kategorisi A) Ve 11. haftanın sonuna kadar uykusuzluk
tavan yapmış, gece sabahlarımız da başlamış oldu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder