9 Kasım 2015 Pazartesi

Hamilelikte 2. Ay – Mide Bulantıları 1

Şu an öğle yemeğini yemiş, midemi rahatlatmış ve öyle bilgisayarın başına geçmiş durumdayım. Zira 6. haftadan sonra bu döneme kadar yaşadıklarımı hatırlamak bile beni zorluyor. Hamilelik döneminde mide bulantılarını yaşayan ve buna bir çare arayanlar beni çok daha iyi anlayacaktır.

Şunu baştan söylemeliyim ki üzgünüm ama bazen hiçbir yiyecek, ilaç, serum ya da farklı bir tedavi yöntemi faydalı olmuyor. O süreci illa ki zorlukla atlatıyorsunuz… 6. haftada başlayan mide bulantılarım durmak bilmedi. Aileme haber verme işini erkene almak zorunda kaldım. (Önceki yazılarımı okuyanlar bilirler ki kendi ve eşimin ailesi de yazlıkta tatildeydi ve onlara bu güzel haberi vermek için Ankara’ya dönüşlerini bekliyordum. Hatta onlara ‘anane’ ‘babannne’ ‘dede’ yazılı tişörtler yaptıracaktım) Ne mi oldu? Hepsi yalan oldu!

6. haftanın sonunda ailelere telefonla haber verdim ve tatilden kesin dönüş istedim. Kendi ailem kısa süreliğine Ankara’ya gelip –kuzenimin düğünü için- yazlığa geri dönecekti. Geldiler. Mutluluk paylaşıldı ama bendeki halsizlik ve bulantılar artarak devam ediyordu. Yıllık iznim bitmiş, işe başlayacaktım ve o halde kıpırdayamazdım. Hafta sonu ilk kez serum almamın uygun olduğunu söyledi doktorum. İlk serumdan sonra kendimi iyi hissetmiş, yemek yiyebilmiş ve toparlamıştım. Pazartesi işe başlamaya hazırdım.

Pazartesi, 7. haftanın ilk günündeydim ve midem bana rahat vermiyordu. Öğlene kadar zor sabrettim. Ve bu daha başlangıçtı… Kurum doktorumdan iki günlük rapor alıp eve kendimi zor attım. İki sonra da kendi doktoruma gidip ikinci kez serum aldım. Doktorum sürekli bu durumun normal olduğunu bir süre daha böyle devam edeceğini söylüyordu. Mide bulantılarımın dinmesi için dramamine isimli ilacı önerdi. Günde iki kez kullanabilecektim. Yemeklerle ilişkim azalmaya başlamıştı. Çevremde çocuğu olan, hemşire, doktor kim varsa mide bulantısına iyi gelebilecek şeyleri tavsiye ediyordu. Ben de boş durmayıp internetten araştırıyordum. Forumları didik didik ediyordum. En yaygın öneri “sabah yataktan kalkmadan yenen tuzlu kraker, leblebi” ydi. Kim ne derse denemeye başlamıştım çünkü bulantılar hız kesmiyordu.

Aşermeye gelince… Canım öyle hiç de değişik şeyler istemedi. Birkaç gün sabah erken saatte yediğim turşu, zeytinyağlı yaprak sarması ve lahana sarması dışında J 8. haftanın ilk günü yine pazartesi günü. Tekrar işe gitmeyi denedim ama ne fayda! Metroda fenalaşınca kendimi taksiye zor attım, doğru hastaneye… Yanımda taşıdığım poşet, peçete, su üçlüsü en yakın arkadaşımdı artık… Taksici – “Ablası sende mi benim gibi mideni üşüttün” deyince, “Yok ben hamileyim, ondan” deyip arabada kusmaya devam ettim. Doktora çıktığımda “Beni hastaneye yatırın” artık dediğimi zar zor hatırlıyorum.


Aşırı halsizlik, bir yudum su içememe, yemek yiyememe, aşırı koku hassasiyeti ve aşırı kusma… Durum buydu. Doktorum tekrar serum tedavisine başladı ve “Son silahımı kullanacağım artık” dedi. Zofer! Hayatımın ilacı olacaktı… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder