Karnım büyümeye başladı. Artık kendi pantolonlarım olmuyor, elbiselerimi
ise hamile çoraplarıyla giyebiliyorum. Çok önceden aldığım hamile çamaşırlarına
hiç gerek olmadığını anlıyorum zira karnımı sıkıyor, normal çamaşır giymeye
devam ediyorum. Yeni pantolonlar alıyorum, yeni triko elbiseler. Kış aylarında
hamile olmanın hem avantajını hem dezavantajını yaşıyorum. Olumlu yanı şu ki
sıcaktan bunalmıyorsunuz. Kışın zaten kat kat giydiğiniz için giysi bulmakta
zorlanmıyorsunuz. Birkaç geniş gömlek, hırka, kazak işi çözüyor. En azından ilk
6 ay için. Olumsuz yanı ise üst üste giysileriniz, kabanınız, atkınız, şalınız
karnınızı örttüğü için hala metroda, otobüste ‘öküz’lerin davranışlarına maruz
kalıyor, ayakta durmanın zorluğunu iliklerinizde hissediyorsunuz.

Göbek büyümeye başladı ya klasik “çatlak” muhabbetimiz de
alev aldı. Doktorum sürekli “Bir anda 30 kilo alırsan istediğin yağı, kremi sür
yine de çatlarsın. Karar senin. Akıllı hamile ol, fazla kilo alma, çatlama” diyordu.
Yemeklerle arası yeni yeni düzelen ben “Bu kez de her canımın istediğinden
yiyemeyecek miyim” endişesi yaşıyordum. Diyetisyenle yola devam etme konusunu
gündemimin dışında tutarken “Yine kontrol altında olsam fena olmaz” durumuna
geçtim. Ha, süper uyuyor muyum diyete falan? Hayır! Çatlak önleyici kremlere
gelince… Hiiiççç öyle pahalı krem alma niyetinde değilim, birincisi doktorun
söylediği doğru, ikincisi o kremlerle aynı işlevi gören tatlı badem yağı var ki
derdime deva… Düzenli kullanımdan söz ediyorlar ama ben haftada bir iki kez
kullanıyorum. O da kaşıntı olduğu zaman... Doğa bir şekilde her şeyi
hallediyor, hamile olarak biraz dikkat etsek fena olmayacak sanırım… ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder