12 Şubat 2016 Cuma

Hamilelikte “Çalışabilir Raporu”

Eveettt… 32. haftaya sonunda ulaştık… “Bu haftalarda nasıl olurum, kaç kilo alırım, kendimi taşıyabilir miyim, işe gidip gelebilir miyim?” diye merak ederken geldi çattı bu zaman… Hamileliğimin başından bu yana yaklaşık 10 kilo aldığım, işime devam ettiğim doğrudur. Eğer bir aksilik olmazsa 37. haftaya kadarda çalışacağım. Yasal zorunluluk olan son 3 hafta iznimde de evde dinlenmeyi planlıyorum.

32. haftanın en önemli durumu, şüphesiz, çalışıyorsanız resmi olarak doğum izninizin başladığı haftada olmanız. Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız da benim gibi doktorunuzdan “çalışabilir raporu” alarak 37. haftaya kadar çalışabileceğinizi işyerinizin insan kaynakları bölümüne iletmeniz gerekiyor. “Ben bu haftada ne yapacağım, nasıl rapor alacağım” diye düşünürken sağ olsun doktorum çalışacağımı öğrendiğim an, raporumu hazırlattı. Bana da bu raporu İK müdürlüğüne teslim etmek kaldı. Bilmeyenler için doktor ve hastanenin başhekiminin imzasının bulunduğu rapor içeriğini aktarayım: “32 haftalık gebeliği olan hastanın 37 haftasına kadar çalışmasında bir sakınca yoktur. Hastanın doğum öncesi yasal hakkı olan 8 haftalık izinden 5 haftasının doğum sonrasına aktarılması uygundur.” Tam bu noktada benim gibi merak edenler için 5 hafta boyunca herhangi bir hastalık (grip-bel ağrısı-kulak burun boğaz vs) gibi farklı bir rahatsızlık yaşasanız rapor alıp, evde dinlenemeyecek misiniz? Doktorunuz kadın doğum olmadığı sürece ve işyeriniz kabul ettiği sürece 1-2 günlük rapor alabilirsiniz ancak bu raporlu günlerinizde çalışmadığınız için doğum sonrasındaki izninizden düşüyor mu, işte orayı ben de netleştiremedim. Umarım kalan 4 hafta boyunca hiçbir şekilde farklı bir rahatsızlık yaşamam, işe gidip gelmeye devam edebilirim.

Bu haftanın sonuna yaklaşmış olarak genel durumumla ilgili şunu anlatabilirim: Mide yanmam, reflüm arttı, son birkaç gündür göğüs ağrısı, nefes daralması ile boğuşuyorum. Arya maşallah oldukça hareketli ve artık hareketlerini daha sert bir şekilde (diz, dirsek tekmeleri) hissediyorum. Görüntü olarak karnım epey büyüdü. El ayak şişliklerim arttı. Parmaklarımın ağrısı kullandığım kalsiyum ve magnezyum hapına rağmen sabahları beni çok zorluyor. Yere eğilip bir şey almak artık çok çok zor. Ayakkabılarımı ayığımı yukarı kaldırarak bağlayabiliyorum. Çömelmek bazen işe yarıyor bazen çömeldiğim yerden yukarı doğrulamıyorum. J Fiziksel olarak bunları yaşarken ruhsal olarak da daha duygusal bir döneme girdiğimi söyleyebilirim. Artık görsel şeylerin dışında (haber-film-dizi, fotoğraf vs) duyusal şeyler de (hikayeler) beni ağlatabiliyor. Sık sık
doğuma ilişkin rüya görüyorum ki bu da oldukça doğal bir durummuş.


Hazırlıklara gelirsek… Arya’nın odasının eşyaları nihayet yerleşti. Duvarı için ağaçlı-kuşlu, bol yapraklı aldığımız sticker ı bir akşam güle oynaya Fuat ile yapıştırdık. Bebek şekeri ve kapı süsü yapımımız ise sürüyor. Bu günlerde tüm eşyalarını yıkama halindeyim. Makinenin 30 derece-hassas-ipek seçenekleri Arya için çalışıyor. Hafta sonunda ise anane ve babanesiyle “ütü” işine gireceğiz ki en keyiflisi o olacak gibi J Evlilik arifesinde yoğun iş tempom nedeniyle kendi çeyizimi yıkama-ütüleme işine dahil olamamıştım. Neyse ki çocuğum için her türlü şey bizzat benim kontrolümde ilerliyor. Sabırsızlık artıyor. Zaman ilerledikçe hem korku hem heyecan yükseliyor. Arya’ya kavuşmanın hayalini daha sık kuruyorum. Minik bir bedenin yarattığı bu mutluluk sonsuza kadar devam eder umarım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder