15 Şubat 2016 Pazartesi

Hamilelik Yolculuğu: Hamilelikte 33. Hafta

“İğne başı”ydı, “nohut”tu, “kiraz”dı, “karpuz”du, “kavun”du derken 33. haftalık bebeğin ne kadar olabileceğine baktığımda “ananas” diye yazdığını okuyorum internetten… 45 cm 1900 kg civarında bir ananas kadarmış bebeğim… Ne saçma! Ne komik! Bir insan evladını/yavrusunu/bebeğini niye illa ki bir meyveye benzetmeye çalışırlar ki! Arya’nın boyunun kilosunun ne kadar olduğunu bu hafta sonu gideceğimiz doktor kontrolünde öğreneceğiz… Bakalım ufaklığın gelişimi nasıl? Şaka maka son 7 haftadayım…

Mutlu sona doğru yaklaşırken hazırlıklarımı da tamamlamak üzereyim. Hafta sonumuzun en büyük ve en eğlenceli aktivitesi şüphesiz bebeğimizin eşyalarını yıkayıp ütülemek oldu. Cumartesi günü ananesi ve babanesi ile birlikte tüm giysileri, kullanacağı malzemeleri ütüledik. Sırayla, dinlene dinlene o minicik giysileri ilk kez ütülemenin mutluluğu bir başkaydı. Fuat da sağ olsun yardım etti. Evet, alırken çok romantik görünen o giysilerin gerçekte çamaşır askısına asılmış hali ve ütü masasında elinizin içi kadar oluşundan mütevellit zar zor ütülenmesi bizi biraz yordu ama olsun… Bundan daha güzel bir hazırlık olamaz… Takı yastığı da tamamlandı, kapı süsü de nihayet bitti. Alınacaklar listesi baştan aşağı “alındı” diye işaretlendi. Geriye hastane çantası kaldı ki onu da yakında hazırlarım. Sabırsızım, paniğim ya biraz, illa her şey önceden hazır olacak.

Bu arada iki kişi olarak son 14 Şubat’ımızı yaşadık… “Aşkımızın meyvesi” klasiğine girip yine bebeğe meyve diyecek değilim ama “aşkımızın kanıtı” desem daha yerinde olacak… Koca göbekli, penguen yürüyüşlü bir hatunla Sevgililer Günü’nü kutlayan eşim Fuat’a teşekkürü bir borç bilirim J Zira bu özel günde ara sıra kızımızın geleceğine ilişkin konuşmaların geçtiği tadı damağımızda kalan bir pazar kahvaltısını dışarıda keyifle yaptık. Alışveriş merkezleri, mağazalar deli gibi kalabalık olduğu için o alanlardan uzak duralım dedik ve kendimizi halı mağazalarına attık. Evet, “çocuk hayatınızın merkezi olacak” dedikleri bu olsa gerek. Sevgililer Günü’nde Arya’nın odası için halıcıları gezdik. Aradığımızı da bulamadık, iki adım atıp yorulunca ben, gerisin geriye evimize döndük… Ev işiydi, dinlenmeydi derken, sakin ve huzurlu bir Sevgililer Günü’nü geride bıraktık… Gelecek yıl nerede nasıl olacağız, yaşayıp göreceğiz J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder